15 Şubat 2012 Çarşamba

TUTUNAMAYANLAR


 
Biz azınlık değiliz, o kadar çoğuz ve o kadar uyamıyoruz ki oyunun kurallarına, lütfen bizim gibileri bir şehirde toplayın. Belki o zaman, karşılaştığımız herkes bizimle aynı karakter defolarına sahip olduğu için mutlu bir yaşam sürebiliriz ve kurtulabiliriz yuvarlanmaktan.. Mevcut dünya düzeni bize ters..Mücadele etmek zorunda bırakıldığımız insanlarla (ki bizce böyle bir şeye gerek yok) aynı silahlara sahip değiliz.. Bizde tırnak makası var, mücadele etmek zorunda bırakıldığımız insanlarda atom bombası..

Biz kimiz?

  • Biz elini beline koyup, haksız olduğunda sesini yükseltip, çirkef cümlelerle kavga etmeyi bilmeyenleriz.
  • Biz politik olmayı bilemeyen, bir cetvel gibi dümdüz, nabza göre şerbet verme yetileri gelişmemiş, doğrucu Davutlarız.
  • Biz tükürdüğümüz surata tekrar bakmayanlarız.
  • Biz kafamızı çalıştırıp güçlünün yanında olmak yerine, hep güçsüzün, ezilenin yanında olmayı kendine felsefe edinmiş aptallarız.
  • Kendimizi herhangi bir insanın bizi eleştirmesinin 100 katı daha sert eleştirebilenleriz.
  • Benliğimizi unutmamış, özsaygımızdan daha değerli hiçbir şeyi olmayanlarız.
  • Bizler işini mükemmel yapmayı her şeyin üzerinde tutan, yaptığı iş zaten yapması gereken iş olduğu için bunu pazarlamak gibi bir gereklilik duymayan, kıç yalamayı, zorda kalınca kendimizi acındırmayı ya da dilencimsi davranışlar sergilemeyi bilmeyen, sevilmek, göze girmek için çaba sarf etmeyen, bunları yaparsak kendi özümüze ihanet edeceğimize inanan işçi arılarız.
  • Yüz ifademizle ne düşündüğümüzü, ne hissettiğimizi apaçık ele verenleriz.
  • Başkalarının başına gelenleri, sanki biz yaşamışız gibi güçlü hisseden empatlarız.
  • Hazır cevaplık, kıvırma, durumu idare etme  yetenekleri olmayan, çevremizdeki saldırılara hep hazırlıksız yakalanıp, yaşadığımız şokun da etkisiyle sus pus olup, ya da yeterince güçlü olmayan cümleler kurup haklıyken haksız olanlarız.
  • Kafamızda kırk tilkiyi birbirine çarpmadan dolaştıramayanlarız.
  • Sürekli değişen iç dünyamıza ayak uyduramayan, hayatımızın bir anlamı olması gerektiğine inanan, bunu sorgulamaktan ve bulamamaktan yorulmuş insanlarız.
  • Bizler dolu otobüslere insanları iterek binemeyen, hep bir sonraki otobüsü bekleyenleriz.
  • Hayat karşısında beceriksiz, hayat acemileriyiz.
  • Hayattan çıkarı olmayanlarız.
  • Biz kaybedenleriz..



Bu nedenlerle ve bir o kadar daha başka nedenle Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar adlı kitabının en sevdiğim kitap, kutsal kitabım olması, kişisel miladım olması kesinlikle tesadüf değil…Bu kitabı da ancak tutunamayanlar okuyup, hissedebilir. Diğerleri okuyamazlar, okusalar da anlamazlar, hissedemezler, sevmezler, kaldıramazlar..Herkes için değildir..Hissetmek için içinde, yuvarlandığı bir uçurumu olmalı insanın.




2 yorum:

  1. Herseye ragmen biz kendimizi ve birbirimizi boyle sevmiyor muyuz? Baska turlu mutlu olmamiz imkansiz...

    YanıtlaSil
  2. duygularıma tercüman oldu..

    YanıtlaSil